29 Temmuz 2012 Pazar

Fiora'nın Hikayesi

Asil Laurent hanesinin en küçük çocuklarından biri olan Fiora, kendisini kaderin bir büyüklüğü olarak görmekteydi. Laurentler, yüzyıllardır Demacia asillerinin düello kültürüne hükmetmişlerdir. Fioranın babası ülkenin şimdiye kadar gördüğü en iyi kılıç ustalarından biri olarak kabul edilmiştir. Babasının zafer hikayelerinden ilham alan Fiora, ilk kez kılıcı kullanabildiği günden kısa bir süre sonra eğitimine başladı ve çabucak diğer kardeşlerinden daha büyük marifetlerinin olduğunu gösterdi. Fiora büyüdükçe, kendine olanı güveni ve katı disiplini sadece akranları ile arasında olan uçurumu genişletmiştir. Diğer düellocular, onun kendine olan güvenini bir kibir olarak algılamaktaydı ancak kimse onu dövüşlerde yenemiyor ve her zaferi onun yüksek öz güvenini arttırıyordu. Buna rağmen, Fiora eğitiminde asla kendini beğenmiş biri olmadı ve babasının mirasına layık bir halef olabilmek için her geçen gün daha fazla çalıştı. Sadakati yersiz çıktı. Düzenlenen bir düellonun arefesinde, Fioranın babası rakibinin içkisine felç edici bir zehir koyarken yakalandı. Bu olay üzerine geçmişteki rakipleri de çeşitli suçlamalarda bulundular: zehirli silahlar, rüşvet, tehdit ve daha fazlası. O an, ailesinin şerefli itibarını paramparça etmişti. Fiora çok öfkelendi. Kahramanı ideallerine sadece ihanet etmişti, artık Demacianın seçkin düellocuları onun yeteneklerinden şüphe duyuyorlardı. Fiora umutsuz bir şekilde bu lekeyi ailesinin tarihinden silmeyi, ama daha da ötesinde dünyaya ustalığını kabul ettirmek istiyordu. Çözümü, sahtekarlıkla suçlanmadan dünya üzerindeki en iyi savaşçılarla savaşabileceği bir arenada buldu: Efsaneler Liginde. "Eğer hakkı olmasaydı Fioranın egosu katlanılmaz oldurdu." Jarvan IV

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder